Haber

İbrahim Kahveci: Eğitimli köle pazarımızdan utanalım

Kararın yazarı İbrahim Kahveci, asgari fiyat tartışmalarını utanç verici olarak nitelendirdi. Yoksulluğun 33 bin lira olduğu dönemde asgari ücret için gündeme gelen rakamların kölelikten beter olduğunu ifade eden Kahveci, “Köle olsaydınız sahibiniz size yiyecek yanında içinde oturacağınız bir ev de verirdi. .Artık size sadece modern bir çalışma düzeninde yemek veriyorlar.” o yazdı. Ortalama fiyatın 12 bin 670 lira olduğunu hatırlatan Kahveci, Türkiye’nin “yüksek eğitimli bir köle pazarına” dönüştüğünü söyledi.

Kahveci’nin “Yüksek eğitimli köle pazarı” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Sokaklar hurafelerle dolu: Eleman bulamıyoruz diyorlar…

Abi ya eleman aramıyorsun ya da kaçakçısın. Çünkü SGK verileri fiyatların nasıl olduğunu gösteriyor.

Yoksa yüksek bir bedel ödemeden ucuz köleler mi arıyorsunuz… Ama sabırlı olun, siz de bulacaksınız.

Aslında Türkiye eğitimli köleler ülkesi oluyor… Az kaldı.

TÜRK-İŞ diyor ki bu ülkede yoksulluğun sonu 33.750 lira… Soruyorum size fakirliğin lüks olduğu bir ülke var mı?

Yoksulluğun bile bir lüks haline geleceğini hiç düşündün mü?

Bugün ülkemizde 100 m2 dairenin fiyatı 3.5 milyon lira. Asgari ücretle bir kişi 35 yıl yemeden içmeden çalışarak barınak elde edebilecek. Ortalama fiyatlandırılırsa 23 yıl yemeden içmeden ev alabilecek.

Hesapla üst limiti söyleyeyim mi?

Bir aile için (Türk-İş 4 kişi diyor) 1 kişi için açlık sınırı 10.350 liradan sonra 2.587 lira. Türkiye’deki ortalama aile sayısı 2,8 kişidir; yani ortalama bir ailenin açlık sınırı 7.250 lira.

Bunu ortalama fiyattan (12.670) çıkararak tasarruf elde ediyoruz ve bu tasarruf size en fazla 40 yılda bir ev almalı. Buna göre hesaplamaya birlikte devam edelim:

Ortalama fiyat 12.670 – açlığın sonu 7.250 = kalan para 5.425 lira. Ayda 5.425 liraya kaç yılda ev alınır?

Yılda 65 bin lira tasarrufla normalde 15-20 yılda konut almak gerekiyor. Şu anda Türkiye’de ortalama fiyatla ev alma süresi 53 yıla ulaştı.

Ancak bir toplumun sabrının üst sınırı 40 yıldır. Çünkü 40 yıl aslında bir çalışma süresidir. Bugün Türkiye tüm sınırları aşmış, imkansızı yaşayan bir toplum haline gelmiştir. Bunun tek ve yegâne sebebi BİLİM ve TEKNOLOJİ konusunda geri olmamızdır. Çünkü eğitim sistemimiz çöküyor.

***

Herkesi üniversiteli yaparak eğitimin kalitesini mi yükselttik? MÜSİAD ‘ara eleman aranıyor’ diyor ama bu konuda atılan bir adım var mı?

Teknik eğitimin yerde olduğu bir ülke haline geldik. Her tarafı din eğitimiyle kapladık ama serbest bir ekonomi yarattık. Biz açız… Millet aç…

Sıradanlığa mahkum bir toplum haline geldik. Herkesin düşük fiyata mahkum olduğu, eğitimlinin fiyatının artmadığı bir ülke haline geldik.

Son 3 yılda eğitimsiz bir erkeğin fiyatı yüzde 125 artarken, eğitimli bir kadının fiyatı sadece yüzde 79,5 arttı.

Başka ne….

Bir ülke içten yıkılır ama bu şekilde.

Açık konuşayım: Faiz üzerinden tüketimi azaltarak cari açığı kapatabiliriz: Üretim değeri artırılarak cari açık asla kapatılamaz. Çünkü değerimiz artmıyor.

Bu ülkenin fiyat artışındaki birinci önceliği eğitim sistemini düzeltmektir. Aksi halde taban fiyat 300-500 dolar olsun diye her seferinde hesaplayıp duruyoruz.

Bugün Çin bile kişi başına gelirini 11.500 doların üzerine çıkardı. Hâlâ 10.000$’a güveniyoruz. Ve bu 10.000 dolarlık gelirimiz de şişirilmiş gelir.

Biz ucuza oynayan, ucuza mal satan bir ülkeyiz. Ancak fiyat yaratan ve pahalı bir şey elde eden bir ülke olmadan fiyatlarımız yükselmez.

Özellikle SOL’un önerisi olan kamu istihdamı ve kamu gücüyle fiyat artışı hiçbir şekilde başarı getirmeyecektir. Dolayısıyla gelişme olmadan bu fiyatlar artmaz.

Kalkınma için akılcı yere dönmemiz ve eğitimli köle piyasası yerine bilim ve teknolojiye yatırım yapmamız gerekiyor.

Utanma duygusuna tekrar kapılırsak ilk adımı atmış olabiliriz diye düşünüyorum… Utanalım bu fiyat seviyesinden… Utanalım eğitimli köle pazarımızdan… Hep birlikte utanalım.” ( HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu