Ekonomi

Piyasalar seçim ve enflasyonun pençesinde

Birol BOZKURT

2022 yılını son 20 yılın en yüksek enflasyon rakamlarıyla geçiren Türkiye’de enflasyon sorunu devam ediyor. Baz etkisiyle düşüşler yaşansa da açıklanan bilgiler beklentileri karşılamaktan uzak. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre şubat ayında aylık enflasyon yüzde 3,15, yıllık enflasyon ise yüzde 55,18 oldu.

Aylık bazda tüketici fiyat endeksi Şubat ayıyla birlikte art arda 50. kez yükseldi. Ocak ayında aylık enflasyon yüzde 6,65, yıllık enflasyon ise yüzde 57,68 oldu. Enflasyonda beklenen düşüşün olmaması yatırımcıların borsaya ilgisinin devam edeceği beklentisini doğururken, seçimlere kalan kısa süre piyasaları baskı altına alıyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 6’lı masadan çekildiğini açıkladığı ve aday merkezli tartışmaların piyasaları da olumsuz etkilediği görülüyor. Ekonomistlere göre artan belirsizlik piyasalarda oynaklık riskini de artırırken, ekonomi yönetimi seçime kadar döviz ve borsada işleri sıkı tutmak için yoğun çaba harcıyor.

Volatilite siyasi belirsizlikle artacak

Türkiye, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Ekonomistler, Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimi öncesinde ‘siyasi belirsizlik’ nedeniyle piyasalarda oynaklığın artabileceğine dikkat çekiyor. Ekonomistlere göre finansal piyasalardaki dengesizlikler 14 Mayıs’a kadar derinleşmeye devam edecek. TL’deki reel faiz potansiyeline gelince, yatırımcı nezdinde yine borsa ön planda olacak. Ancak borsadaki oynaklık daha da artacaktır.

Beklentiler yönetilemezse, enflasyon düşmez.

Önümüzdeki dönemde enflasyonun da etkisiyle halkın refahında önemli düşüşler olacağını belirten İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. beklenti nedeniyle, rastgele bir gelişme nedeniyle değil.

İnsanlar enflasyonun düşeceğine inanmadıkları için mallarını hep fiyat artışı olacağını düşünerek fiyatlandırırlar ama bunu düşünerek fiyatı yükseltirler. 1999 depreminden sonra dönemin hükümeti döviz çıpası alarak enflasyonun ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmak için kararlı bir duruş sergilemiştir. Sistem doğru mu yanlış mı tartışılır ama kararlı bir tavır sergilendi. Şu anda hükümetin bu konuda bir eylem planı göremiyorum.

Bu ortamda beklentileri nasıl oluşturacaksınız? Önümüzdeki ay yaşanan sarsıntı nedeniyle enflasyonun artmasını bekliyoruz. Özellikle gıda fiyatları yükselecek. Deprem bölgesi için yapılacak harcamaların bütçeye yük olacağı öngörülmektedir. Bu da enflasyonu uzun süre etkileyecek” dedi.

TL ile fiyatlanan varlıklarda artış olacak

Enflasyonda beklenen düşüşün gerçekleşmediğini vurgulayan Phillip Capital İç Piyasalar Küme Lideri Üzeyir Doğan, “Enflasyonda hızlı bir gerileme ve dengeli bir büyüme beklentisi var ancak deprem sonrası enflasyonist sürecin bu yıl da devam edeceği beklentisi var. geçen yılki kadar yoğun olmasa da güçlendi.” Enflasyonist sürecin bu yıl da devam edeceğini belirten Doğan, bu beklentinin TL üzerinden fiyatlanan tüm varlık kümelerinin fiyatlarının orta vadede nominal bazda yükseleceği anlamına geldiğini söyledi.

Doğan, “Demir, şeker, petrol, çimento, otomobil, konut aklınıza gelebilecek hemen her varlığın fiyatlarının ve dolayısıyla bunları üreten firmaların satışlarının ve kârlarının TL bazında artacağını göreceğiz. orta vadede diğer faktörlerden kaynaklanan dalgalanmalar olsa da (marjların korunduğu varsayılarak).

Bu da şirketlerin hisse fiyatlarının TL bazında artmasına yol açacaktır. Ancak seçim, jeopolitik ve siyasi riskler gibi değerli değişkenlerin kısa vadede enflasyon fiyatlamalarını engelleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Yakın zamanda gerçekleşmesi beklenen seçimi bu açıdan değerlendirmek güç.

Seçim süreci ve sonrasında ortaya çıkacak tablo, enflasyon dahil finansal sonuçların etkilerini bir süre daha gölgeleyebilir.” Piyasaların belirsizliği sevmediğini vurgulayan Doğan, “Piyasalar belirsizlik ortadan kalkana kadar muhafazakar bir tavır sergiliyor. Son dönemde yüzde 30’lara varan mevduat getirileri, korunmak isteyenler için kısa vadede bir alternatif olabilir.

Bu da en azından seçim belirsizliği ortadan kalkana kadar endeksteki yukarı yönlü hareketleri sınırlayabilir. Ancak bu süreçte seçim sonuçlarını etkileyebilecek her türlü bilgi endeksteki oynaklığı artıracaktır. Bu nedenle bu gerilimle baş edemeyeceğini düşünenlerin portföylerini çeşitlendirmeleri ve yönetebileceklerinden daha fazla riskli varlık tutmamaları faydalı olacaktır.”

Enflasyonda %50’nin altında kalıcılık yok.

Enflasyon üzerindeki baz etkisinin Mayıs-Haziran ayına kadar azalacağını söyleyen Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “Aylık dönemdeki fiyat artışlarının halen son yılların ortalamasının üzerinde olduğunu gözlemliyoruz.

Bu nedenle, yıllık enflasyon şu anda baz etkisiyle geriliyor olsa da, genişlemeci politikalardan kaynaklanacak sorunlar nedeniyle enflasyon eğiliminin yıl ortasından itibaren yatay seyredeceğini ve %50’nin altında sürdürülmeyeceğini düşünüyoruz.

Borsa kısa vadede piyasa histerisinin ortasında bir noktada fiyatlama eğilimine giriyor ve bunu dengelemek için merkezi otoritenin öne sürdüğü tedbirler. Bu aşamada firmaların geri alım programları, BES fonları alımları ve varlık fonu kaynaklı piyasaya sağlanacak altyapılar ile güçlendirilmesi bu istikrarın sağlanması açısından değerli olacaktır.

Tam normalleşme ile bilanço, finansal bilgiler veya makroekonomik bakış açısıyla uyumlu bir borsa hareketi sağlanabilir. Trend oluşturma tarafında hala net eşikler ve kriterlerin karşılanması gerekmektedir. Uzun vadede mevcut ekonomi politikasının yarattığı etkiler en azından seçimlere kadar devam edecek” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu